DENİZLİ'NİN ADI VE YERİ
Denizli şehri, ilk defa bugünkü şehrin 6 km. kuzeyinde, Eskihisar Köyü civarında kurulmuştur. Bu şehir M.O.( 261 - 245 ) yılları arasında, Suriye Kralı II. Antiyokustheos tarafından kurulmuş ve karısının adına izafeten LAODICIA denilmiştir. Türkler Denizli havalisini zaptettikten sonra, şehrin suyunun bol bulunduğu bugünkü Kaleiçi mevkiine naklettirmişlerdir.
Denizli adına, tarihi kaynaklarda başka başka isimler olarak rastlamaktayız. Selçuklu kayıtları ve Denizli mahkemesi serciye sicilleri (Ladik) ismini vermektedir. Ibni Batuta'nın seyahatnamesi (Tunguzlu) denilmektedir. Mesalikullebsar'da da (Tunguzlu) olarak kaydedilmiştir.
Timurlenk'in zafer namesini yazan, Ser afettin Zemdi (Tenguzlug) ve (Tonguzlug) gibi iki isimden bahsetmektedir. Tensiz kelimesi eski Türkçe'de Deniz demektir. Tunguzlu ise bugünkü imlasıyla Denizli demektir. Netice olarak Denizli adi, Tunguzlu ve Tunguzlu kelimelerinin zamanla ağızdan agıza, Denizli kelimesi haline gelmesinden bugünkü seklini almıştır.
KRONOLOJİ
M.O. 4000'ler | Kalkolitik donem |
M.O. 3000 - 2000 | ilk Tunç Cağı |
M.O. 2000 - 1200/1100 | Orta Tunç cağı ve Son Tunç cağları |
M.O. 1800 | Denizli'nin Arz ava Sayasal Birliği içinde yer olması |
M.O. 1200 | Deniz kavimleri göçü |
M.O. 1100'ler | Deniz kavimleri göçüyle Hitit Devleti'nin yıkılması |
M.O. 546 | Ahamenis Kralı II.Kiros'un Lidya Krallığı'nı ortadan kaldırması |
M.O. 360 | Hellespontos, Misya, Lidya ve Karya satraplarının Pers merkezi yetkesine bas kaldırışı |
M.O. 334 | Büyük İskender'in Anadolu seferi ile Denizli yöresindeki Pers etkinliğine son verilmesi |
M.O. 246 | ll.Antiokus'un karisi Laodikeia'yı ziyareti sırasında Laodikeia kentinin kurulması |
M.O. 188 | Roma, Bergama, Selevkoslar arasında barış antlaşmasının yapılması |
649 | Muaviye'nin Kıbrıs seferi |
1070 | Türklerin Denizli'de ilk kez görülmeleri |
1077 | Denizli'nin Türklerce fethi |
1097 | Kentin Bizansın eline geçmesi |
1102 | l.Kılıç Arslan'ın Denizli'ye fethi |
1119 | Denizli'nin yeniden Bizans'ın eline geçmesi |
1148 | Haçlılar'ın Denizli'den geçmeleri |
1190 | Frederik Barbaros komutasındaki bir Haçlı Ordusu'nun Denizli'den geçmesi |
1207 | Denizli'nin yeniden Türkler'in eline geçmesi |
1259 | Türkmenlerin Denizli'nin yönetimini ele geçirmeleri |
1288 | Denizli'nin Germiyanogulları egemenliğine girmesi |
1300 - 1368 | Denizli'de İnançogulları egemenliği |
1368 | Denizli'ni yeniden Germiyanogulları egemenliğine girmesi |
1391 | Denizli'nin Osmanlılar'ın eline geçmesi |
1403 | Timur'un Denizli'yi Germiyanoğulları'na geri vermesi |
1429 | Denizli'nin kesin olarak Osmanlı egemenliğine girmesi |
1874 | Denizli'de ilk Rüştiye Mektebi'nin açılması |
1876 | Denizli'de ilk Belediyenin kurulması |
1879 | İzmir-Aydın demiryolunun Sarayköy'e dek uzatılmasına ilişkin bir antlaşmanın yapılması |
1883 | Yapılan yönetim değişikliği ile Denizli'nin Sarayköy, Buldan ve Tavas kazalarının bağlandığı bir sancak haline getirilmesi |
1884 | Çal Kazası'nın Denizli sancağına bağlanması |
1888 | Acıpayam Kazası'nın, Denizli sancağına bağlanması, Sarayköy demiryolu hattının Dinar'a dek uzatılmasının kararlaştırılması |
1910 | Denizli'nin "Bağımsız Mutasarrıflık" haline getirilmesi |
22 Mart 1919 | İzmir'de toplanan Reddi İlhak Kongresi'ne Denizli'den bir kurulun katılması |
25 Nisan 1919 | İstanbul Hükümeti'nin Şehzade Abdurrahim Efendi başkanlığındaki bir öğüt kurulunun Denizli'ye göndermesi |
15 Mayıs 1919 | İzmir'in Yunanlılar'ca işgali üzerine, Denizli'de bir protesto mitingi düzenlenmesi |
16 Mayıs 1919 | Yunan işgalinin protesto edilmesi amacıyla Tavas'ta da bir miting düzenlenmesi |
17 Mayıs 1919 | İşgale karsı Çal'da bir miting düzenlenmesi |
29 Mayıs 1919 | Denizli'de Redde-i ilhak Cemiyeti'nin kurulması |
8 Haziran 1919 | Sarayköy'de bir Kuka-yi Milliye Cephesi'nin oluşturulması |
10 Haziran 1919 | Denizli Heyet-i Milliye'nin kurulması ve Sarayköy cephesinin oluşturulması |
3 Ağustos 1919 | İstanbul Hükümeti'nin Denizli'de incelemelerde bulunmak üzere Jandarma Genel Komutanı Ali Kemal Paşa'yı göndermesi |
7 Ağustos 1919 | Denizli Mutassarrıfı Faik Bey'in Dahiliye Nezareti'ne bir telgraf çekerek, Kuka-yi Milliye'nin dağıtılması buyruğunu geri çevirmesi |
18 Ağustos 1919 | Denizli delegelerinin Sivas Kongresi'ne katılmak üzere kentten ayrılması |
12 Ocak 1920 | Emin Efendi ve Faik Bey'in İstanbul'da toplanan Meclis-i Mebusan'a Denizli milletvekili olarak katılması |
21 Haziran 1920 | Çopur Musa çetesinin Çivril'i basması |
5 Temmuz 1920 | Yunanlılar'ın Buldan'a ve Çal'ın bazı köylerine girmesi |
8 Temmuz 1920 | Demirci Mehmet EFT'nin adamlarından Soketli Ali EFT'nin Denizli'de öldürülmesi |
9 Temmuz 1920 | Denizli'ye giren Demirci Mehmet EFT'nin, Soketli Ali EFT'nin ölümünden sorumlu tuttuğu 60 kişiyi öldürtmesi |
29 Temmuz 1920 | Yarbay Nazmı Bey'in 57.Tümen Komutan ive Mutasarrıf vekili olarak Denizli'ye gelmesi |
18 Ocak 1921 | Çivril'in Yunan işgaline uğraması |
1 Nisan 1921 | Çivril'in ikinci bir kez işgale uğraması |
30 Ağustos 1922 | Çivril'in Büyük Taarruzla birlikte Yunan işgalinden kurtarılması |
4 Eylül 1922 | Buldan'ın işgalden kurtarılması |
İLK FETİHLER
Denizli ve havalisinde Türkler ilk defa 1070 yılında görüldüler. Afşin Bey bütün Anadolu'yu kastettikten sonra Laodikya'yı yağma ederek, Honaz'ı zaptetmiştir. 1071 yılından sonra Denizli ve çevresi Kutalmışoglu Süleyman Bey'in mahiyetindeki beyler tarafından fethedilmiştir.
1097 yılında Bizans İmparatoru Alexis Komnenos, Juannis Dukas'ı Bati Anadolu'nun fethi için görevlendirdikten sonra bu yöre Bizanslılar'ın eline geçti. Bu sırada Türk Kuvvetleri Orta Anadolu'da bulunuyordu. Bizanslıların elinde kısa bir sure kalan bu güzel beldemiz 1102 yılında yeniden Kılıç Arslan tarafından zapt edilmiştir. Bu tarihten sonra Türk Kuvvetleri Alparslan'ın komutasında Bizans topraklarına sürekli akınlar yapıyordu. 1119 yılında Bizanslılar, büyük bir ordu ile Denizli ve havalisine saldırdılar. Az sayıda Türk Kuvvetlerine sahip olan Alplara bu yöreyi terletmek zorunda kalmıştır. Ertesi yıl tekrar gelen Bizanslılar Uluborlu taraflarına kadar istila ettiler.1147 yılında II.Haclı Ordusu Fransız Kralı VIDI Louis'in komutasında, Ege Bölgesi'nden güneye doğru hareket ederek, Denizli civarını işgal etmiştir. Buradan Antalya istikametine hareket eden Haclı Ordusu'nun oncu birlikleri Acıpayam Ovası'nı geçtikten sonra, ordusunun ağırlıkları ve artçı birlikleri ayni yolu takip ederek, Kazıkbeli'nden geçmek için hareket etmişlerdi. Fakat orada yapılan çetin gerilla savaşlarında Haclı Ordusu çok büyük kayıp vermiştir. 1577 yılında Bizans İmparatoru Manuel Komnenos, Selçuklu topraklarına yeni bir sefer düzenleyerek Laodikya ve civarını yağma ederek İstanbul'a donmuştur. Ertesi yıl Türkler Laodikya'ya gelerek şehri zaptetmislerdir. Manuel Komnenos 1176 yılında büyük bir ordu ile Laodikya ve Honaz civarını geri almışsa da Selçuklular'la yaptığı savaşta yenilmiştir. II.Kılıç Arslan bundan sonra sınırlarını genişleterek Bizans topraklarına akınlar düzenlemiştir. Atabey komutasında yapılan bu akınlardan Selçuklular büyük ganimetler elde ediyordu. Bizanslılar Atabey komutasındaki bu orduyu Sarayköy yakınlarında pusu kurarak mağlup ettiler. Bu savaşta Atabey şehit oldu.
Bu tarihlerden yavaş yavaş sonra Denizli ilinin doğu kısımlarına Türkler yerleşmeye başladı. Böylece Türk akıncıları, Küçük Menderes Vadisi'ne kadar ilerleme fırsatını bulmuşlardır. 1190 yılında II.Haclı Ordusu Laodikya'ya gelmiştir. Haclı Ordusu Komutanı Frederik Barbaros, Bizanslılar tarafından sevinçle karşılanmıştır. Buraya yerleşmiş olan Türk boyları, çadırlarını bırakarak dağlara çekilmişler ve devamlı Haclı ordusuna düzenlemişlerdir. Denizli ve havalisi takriben 13. asrin ilk yıllarında Kiyasettin Keyhusrev tarafından 4 defa fethedilmiştir. Diğer bir rivayete göre Laodikyalılar tarafından bir Türk kervanının soyulması üzerine, Selçuklu beylerinden Mehmet ve Servet beylerin komutasında bir Selçuklu Ordusu Laodikya Ordusu'nu yenmiş ve haraç olarak bu bölgeyi antlaşma ile almıştır.
Diğer bir rivayet ise sudur: 12.yüzyıl sonlarında Bizanslıların Burdur'a kadar ilerlemeleri üzerine Konya Sultani Osman ve Hüsamettin beyleri bu bölgeye göndermiştir. Osman Bey Acıpayam Ovası'nı, Hüsamettin Bey de Çal taraflarını zaptetmişlerdir. Denizli ve havalisinin Selçuklulara bağlı bir beylik halinde teşekkülü Selçuklu Hükümdarı Kiyasettin Keyhusrev zamanında 1207 yılında olmuştur. 1209 yılında İznik'i başkent yapan Theodore Laskaris ile Selçuklular'ın arası açılmıştır. Kiyasettin Keyhusrev, Laskaris'e Alexios'us tahtına iadesini isteyince, İznik Devleti ile Selçuklular, Denizli'nin batısında Alaşehir ile Antiokhia arasında savaşa tutuştular. İlk seferde savası kazanan Türkler yağmaya dalınca hücuma gecen Rum askerleri Kiyasettin Keyhusrev'i şehit ettiler. Böylece savasın sonunda galip gelen Bizanslılar, Bati Anadolu'ya bir sure sahip oldular. Selçuklular ile Bizanslılar arasında Denizli ve yöresi sinir olarak kaldı. Bugünkü DENİZLİ şehri bu sıralarda kurulmaya başlamıştır.
İlk olarak Denizli Kalesi Abdullah oğlu Karasundur tarafından yaptırılmıştır. Ayrıca bu devrede birçok camii, han ve çeşme de inşa edilmiştir. 13.yüzyıl baslarında Denizli ve havalisi yeni göçlerle "Uç Bölgesi" olarak önceden gelenlerle birlikte yoğun bir Türk Topluluğu meydana getirdiler. Buradaki Türkmenler Rum diyarını fetheden Türk soyundan çokluk bir kavimdir. Bunlar muhtemelen Menderes Nehrinden deniz kıyısına kadar olan yerlerdeki yasayanları yağma ederek çocuklarını Müslümanlar arasında satmayı adet edinmişlerdi. Bu sırada Topurlu-Toguzlıdağı eteklerinde 200 bin Müslüman çadırı bulunduğu söylenir. Bu Türkmenler uç bolgesinde kona göce yasarlar ve bati sınırlarını muhafaza ederlerdi.
1257 yılında Denizli'ye gelen Bizans garnizonu, şehirdeki Türklerin çoğunluğu karsısında uzun sure kalamadı. Böylece 1259 yılında Denizli tekrar Türkmenlerin eline geçmiş oldu. Bu tarihlerde Denizli etrafında kümelenen Türkmenler, Hulagu Han'a müracaat ederek bu bölge için kumandan istediler. Bu konuda ilhanlı Hükümdarı Hulagu de bir ferman çıkararak Kulsak isimli bir zati bu bölgeye göndermiştir. Bölgenin merkezi "Asi Karaağaç" diye bilinen Acıpayam yöresidir.
Bu Türkmenlerin manevi Türk Lideri "Yatağanbaba " olması muhtemeldir. 1261 yılında bu yöredeki Türkmenler, Selçuklular'a bas kaldırınca Selçuklu Sultani Ruknettin ile Moğollar anlaşarak Türkmenleri mağlup ettiler. Bu sırada birçok Türkmen Bizans sınırını geçerek yerleşmişlerdir. Konya'daki "Cimri İsyanı'nın" bastırılmasından sonra II.Kiyasettin Keyhusrev kendisine yardim etmeyen Karaağaç Bölgesi Komutanı Ali Bey'i oldurtmuştur. Bundan sonra Denizli germiyanogulları'nın eline geçer. Bir sure sonra Konya'ya karsı hareket yapılınca Denizli havalisindeki Türkmenler Karaman, Eşref ve Menteşe Türkmenleriyle birlikte isyan çıkardılar. Bunun üzerine ilhanlı Sultani Keyhaku 31 Ağustos 1291 de Türklerin üzerine yürüdü. Böylece ilhanlı hakimiyeti bu bölgede başlamış oldu.
Bu tarihlerde Germiyanlılar, Alsıroglu'nun kumandasında bugünkü Buldan olan Tripolisi zaptettiler(1306). Böylece Denizli'nin Türkleştirilmesi tamamlanmış oldu. 14.yüzyılın ilk yıllarında Denizli arazisinin düzlük kısımlarına İnançoğulları yerleşmişti. Kuzey doğusunda Germi yan Beyliği bulunuyordu. Sucaeddin Bey bir ara istiklal için hareket edince öteden beri Anadolu'da kuvvetli bir birliğin kurulmasını istemeyen İlhanlı Hükümdarı Timur tas 1327 yılında Denizli'ye geldi.Suca ettin Bey ona itaat etti. Denizli 1366'da bir deprem ile harap olduğu sırada şehir Germi yan hakimiyetine geçmiştir.
1391 yılında Yıldırım Beyazıt, Denizli topraklarını Osmanlı topraklarına katmıştır. 1402 yılında Timur, Ankara Savası'nı kazandıktan sonra Denizli'ye gelmiş, burada bir sure kaldıktan sonra İzmir yöresini fethe gitmiş. 1403 yılının ilk aylarında tekrar Denizli'ye dönerek çadır kurmuştur. Timur bu bölgeyi Germiyanlılara bırakarak ayrılmıştır. 1411 yılında bir ara bu bölge Karamanogullarının eline geçmişse de 1429 yılında tekrar Osmanlılara bağlanmıştır.
14.yüzyılın ilk yarısında birbirine akraba olan Türkmenler parçalanmış bir halde bulunuyorlardı
TÜRKMENLERE AİT BEYLİKLER VE KAPLADIKLARI SAHALAR INANÇOGULLARI BEYLİĞİ
Denizli'nin kurulduğu düzlükte bulunmaktaydı.
GERMIYANOGULARI BEYLİĞİ
Honaz'dan Buldan taraflarına kadar uzanan bir alanda kurulmuştur.
HAMITOGULLARI BEYLİĞİ
Yören dağı- Bozdoğan'ın doğusundaki saha Karaağaç mıntıkasına sahiptir.
TAVAS BEYLİĞİ
Babadağ'ın güneyindeki araziyi, şimdiki Tavas ve Kale ilçelerinin sahalarını kaplamaktadır. Denizli şehri Osmanlıların hakimiyetine girdikten sonra, yaşantısına sakin bir şekilde devam etmiştir. 1702 - 170 yıllarında vuku bulunan depremlerde 12.000 kişi olmuş, o zamanki Kale civarında bulunan şehir oturulamayacak hale gelmiştir. Bundan sonra şehir daha yukarıya, şimdiki merkezine doğru çekilmiştir.
LADİK BEYLİĞİ
(İnançoğulları) Laodikya şehrinin sürekli harpler depremlerle yıkılması üzerine halk Laodikya'nın bağ ve bahçelerinin bulunduğu, bugünkü Denizli'ye gelip yerleşmişlerdir. Türkler Laodikya adini kısaltarak Ladik şehrine sokulmuşlardır, bu şehirde beyliğin ismini de Ladik olarak kullanmışlardır. Ladik Beyliği'nin kurulusundan önce Denizli, vali ve komutanlar tarafından idare ediliyordu. Bu vali ve komutanlar arasında Ladik'te eser bırakmış olan Seyfettin Karasungur'dur. 30 yıllık valilik ve komutanlığı sırasında Denizli Kalesi'ni, Akman Kervansaray'ını, birçok çeşme, camii, han ve hamamlar yaptırmıştır. Karasungur'un San Kuvvetlerine esir düşmesi üzerine yerine Ladik ve Honaz emimi olarak Sahip Ataoğulları'ndan Tabettin Hasan Nasreddin Ali gönderilmiş. Bunların da Cimri İsyanı'nda öldürülmeleri üzerine Ladik emirliğine Ali Bey gönderilmiştir. Böylece Sahip Ataogullarının 1277 tarihine kadar Ladik ve Honaz emirliğinde kaldıkları anlaşılmaktadır. Sahip Ataoğulları'ndan Ladik Germiyanogulları'na geçmiştir. Fakat halkın Germiyanogulları'ndan Ali Bey'i, Giyaseddin II.Keyhusrev'e şikayeti üzerine Ladik tekrar sahip Ataogulları'na geçmiştir.
Sahip Ata'nın vezirlikten azledilmesi üzerine(1288) Germiyanogulları Ladik'i tekrar ele geçirmiştir. Ali Sirkin kızının oğlu Bedrettin Murad'ı Ladik emirliğine tayin etmiştir. Mollaya sinirlenen Selçuklu Sultani Ladik'e kuvvetli bir ordu göndermiş ve burası tekrar geri alınmıştır. BU tarihten sonra Sucaettin İnanç Ladik'te 50 yıla yakın beylik yapmış ve adaletli ve iyi idaresi sayesinde halk tarafından sevilmiştir.
Ölümünden sonra yerine gecen oğlu Murat Aslan Bey de memleketi iyi idare etmiş, zamanında Türkçe fatiha tefsiri yazılmış, 3 çeşit para basılmıştır. Bu paraların biri üzerinde Murat Bey'in adi geçmektedir. Ibni Batıda Murat bey;i Denizli'ye gelişinde bugünkü Devlet Hastanesi'nin bulunduğu tepedeki sarayında ziyaret etmiştir. Seyahatnamesinde bundan bahsetmektedir. Murat Bey'in iktidara geçiş ve ölüm tarihleri kesin olarak bilinmiyor. Hatta Murat Bey'in mezarına bile rastlanmamıştır. Fakat Hastane yakınındaki Murat dede mezarı, halk tarafından Murat Bey'e addedilmekte ve ziyaret edilmektedir. Buğun Denizli'de Murat Dede adıyla bir mahalle bulunduğundan, bazı kaynaklara göre bu mezar Ladik Beyliği ile ilgi derecesi tespit edilemeyen ve Hisar Savası'nda ölen Murat Bey'e aittir.
Murat Aslan Bey'den sonra oğlu Issak Bey yerine geçmiş kendi adına para bastırmış fakat 1402'de Timur Anadolu'yu istila edince Denizli'nin idaresi Germiyanoglu Y akıp Bey'e geri verilmiştir. Ankara Savası'ndan sonra bütün Anadolu'yu ele geçiren Timur, bir müddet sonra Kütahya ve Altıntaş'tan geçip, Ladik'e gelmiş mevsimin sonbahar olması sebebiyle karargahını Denizli'de kurarak askerlerini kışlaklara göndermiştir.
O vakitler Tonguzlu denen Denizli'de askerlerin hastalanması sebebiyle, Timur karargahını havası ve suyu daha iyi olan Karcı ve Hisar Koyu sırtlarına çekmiş, Menteşeoglu Mehmet Bey ile İsfendiyer Bey Timur'u burada ziyaret ederek ona 1000 at hediye etmişlerdir. Timur bir sure Denizli'de kaldıktan sonra, Serinhisar yoluyla Denizli'den ayrılmıştır. Timur'un Denizli'deki kalış günlerinde Germiyanoglu Yakup Bey kendisini ziyaret etmiş, Kütahya ve Denizli'nin idaresini üzerine almak için onu ikna etmiştir.
LADİK'İN OSMANLILARA GEÇİŞİ
Ladik Germiyanoglu Süleyman Sah idaresinde iken, Osmanlı Devleti günden güne kuvvetlenip sınırlarını genişletiyorlardı. Süleyman Sah ergen Osmanlılar tarafından gelecek tehlikeyi sezerek, kendini emniyete almak için kızı Devlet hatunu, I.Murat'ın oğlu Şehzade Beyazıt'a vererek akrabalık kurmuştu (1381).
Kızına çeyiz olarak verdiği yerler arasında Ladik'te vardı. Beyazıt Han Denizli'de hamam ve bahçe satın almıştır.. Ladik Ankara Savası'na kadar (1402) Osmanlılar'da kalmış, savaştan sonra Germiyanogullarının yeniden hakimiyetine giren Ladik, nihayet yerine geçecek kimsesi bulunmayan Germi yan Hükümdarı Yakup tarafından, II.Murat'a bir vasiyetname ve bütün Germeyen ülkesiyle birlikte verilmiştir (1428). Böylece Ladik kesin olarak Osm ali Devleti'ne bağlanmıştır.
Ünlü gezgin Evliya Celebi Denizli'ye uğramış ve 300 yıl öncesinin Denizli'sini söyle dile getirmiştir. "Şehrin çevresinde pek çok akarsular ve goller bulunduğu için bu isim verilmiştir. Yoksa denizden 4 merhale uzaktadır. Kalesi düz yerde dörtgen seklindedir. Hendeği yoktur. Çevresi 470 adimdir, 4 kapısı vardır.Kuzeyinde boyacılar, doğusunda semerciler, güneyinde Yeni Camii, batısında bağlar kapısı bulunur. Kalede 50 kadar silahlı bekçi vardır ki dükkanları bekler. Asil şehir kalenin dışında 44 mahalle ve 3600 evlidir. Büyüklü küçüklü 57 camii ve mahalle mescidi, 7 çocuk mektebi, 6 hamamı, 17 tekkesi vardır.
Herkes bağlarda oturduğundan ehil ve ayalleri birbirinden kaçmaz. Birbirleriyle akraba gibi olmuştur. halkı beyaz ve mavi feraceler giyer. Pamuğu, pamuk ipliği, beyaz ince sade bezli olup, Anadolu'ya sevk edilir. Halkın kazancı "Beyaz Denizli Bezi" dir.
KURTULUŞ SAVAŞI'NDA DENİZLİ
15 Mayıs 1919'da Yunanlılar İzmir'i işgal edince, Denizlide Müftü Ahmet Hulusi Fendi'nin önderliğiyle Denizli Reddi ilhak Cemiyeti kurulmuştur. Bu suretle Denizli Kuvayi Milliyesi kısmen teşekkül etmiştir. İlk günlerdeki vatanseverler arasında Müftü Ahmet Hulusi Efendi, Mutasarrıf Faik Öztrak, Albay Terfik,57.Alay Topçu Komutanı Hakki Bey, Polis Komiseri hakki Bey bulunuyorlardı. Bu kişiler Muafa-i Hukuk Cemiyeti'ni kurmuşlardır. İlk Menderes Cephesi'nin Karargahı Sarayköy'ün dayılı Köyü'nde kurulmuştur. Bu cepheye Yörük Ali Efe, Yüzbaşı Ahmet de katılarak cepheyi kuvvetlendirmişlerdir. Daha sonra Demirci Ahmet Efe ve Binbaşı Şükrü Bey cepheye katılarak birlikte cepheyi sevk ve idare etmişlerdir. Cephenin iaşesi ve muhafız teşkilatı Denizli'de bulunuyordu. 31 temmuz 1919'da Nazilli Yunanlılar tarafından işgal edilince cephe Sarayköy ve Menderes'in güneyine çekilmiştir. 12 Temmuz 1919'da Denizli Mudafai Hukuk ve Reddi ilhak Cemiyetleri lağvedilerek Heyet-i Milliye kurulmuştur. Cemiyetin basında Mutasarrıf Faik Beyle Müftü Hulusi Efendi vardır. Heyet ilk toplantısını 18 Temmuz 1919'da yaptı ve bir beyanname yayınlayarak 1300'den 1310 Hicri doğumlulara kadar olanları silah altına çağırdılar.
4 Eylül 1919'da toplanan Sivas Kongresi'ne seçilen temsilciler şunlardı: Bedevili Yusuf bey, kongrede bulunan diğer temsilciler ise Necip Ali bey ve Dalamanlızade Mehmet Şükrü Bey idi. Kongrede temsilci olarak Mutasarrıf Müfit Bey seçildi. Bundan sonra yazışmalar Anadolu ve Rumeli Muafa-i Hukuk Cemiyeti'yle yapılmıştır. 24 Haziran 1920'de Aydın Cephesi bozulunca Yunanlılar Buldan'ı işgal etmiştir. 4 Eylül 1922 gecesi düşman Buldan ve havalisinden Alaşehir istikametine kaçarak gitmiştir.
ATATÜRK'ÜN DENİZLİ'YE GELİŞİ
Atatürk Denizli iline 4 Şubat 1931 tarihinde gelmiştir. Bu gezi Ata'nın "Büyük Ege Gezisi" olarak bilinen program içinde bulunmaktaydı. 4 Şubat 1931 çarşamba günü sabahleyin 8:10'da Aydın'dan hareket eden özel tren, Ata'yı ayni gün saat 13:00'de Denizli'ye getirmiştir. 2 gün öncesinden Büyük Kurtarıcı'nın Denizli'ye gelişini öğrenen halk, erken saatlerde istasyonun bulunduğu çevreyi doldurmuştu. Binlerce Denizli'nin gösterdiği coşkun tezahürat ve sevgi gösterisi arasında trenden inen Atatürk halkı selamlayarak o zamanki parti binasına geldi. Burada Ata'yı askeri birlikler ziyaret etmişlerdir. Bu ziyaretlerden sonra Atatürk, okul, hasta hane ve belediyeye gidip incelemelerde bulunmuştur.